Haberler

Göçmenlerin Gündemi (13 Ekim – 19 Ekim)

Göçmenlerin Gündemi (13 Ekim – 19 Ekim)
20.10.2025

13 Ekim

Nana için adalet, Nana için özgürlük (Enternasyonal Dayanışma)

Nana’ya Özgürlük İnisiyatifi, 21 Ağustos gününden bu yana GGM’de hukuksuz bir şekilde tutulan Azerbaycan vatandaşı, İstanbul Üniversitesi öğrencisi Nana Babazade (Nanaxanım) için Beyoğlu’nda eylem yaptı.

Nana’nın 52 gündür hukuksuz bir şekilde tutulduğunu, bunun ağır bir insan hakları ihlali olduğunu belirtti.

“Nana Babazade, ölüm tehditleri aldığı Azerbaycan’a gönderilme tehlikesi ile karşı karşıyadır. Bir bireyi, hayati risk altında olacağı bir ülkeye geri göndermek, uluslararası hukukun çiğnenmesi ve en temel insan hakkı olan yaşam hakkının ihlali anlamına gelmektedir” denildi.

Basın açıklaması özetle şöyle:

Sıra arkadaşımız, dostumuz Nana tam 52 gündür hukuksuzca Geri Gönderme Merkezinde tutuluyor

Nana gözaltına alınmasından Geri Gönderme Merkezine gönderilmesine ve burada tutulmasına değin işkence gördü, aç bırakıldı ve hakları defalarca kez gasp edildi. Nana’yı geri göndermeye çalışmalarının bahanesi ise nitelikli ve vegan beslenmenin hakkımız olduğunu yinelediği bir yemekhane eyleminde yer alması. Bu eylem sebebiyle sıra arkadaşımızı “yabancı terörist savaşçı” ilan ediyor ve Nana üzerinden üniversite gençliğinin meşru taleplerine “terörizm” damgası vurarak demokratik ve temel haklarımızı almaya yönelik eylemlerimizi kriminalize etmeye çalışıyorlar. 

21 Ağustos’ta iş yerinden darp edilerek gözaltına alınan Nana, Arnavutköy Göç İdaresi girişinde çıplak arama işkencesine maruz bırakıldı. Günlerce içecek suya dahi erişemedi. Ajanlık teklifi yinelemeleri süresince türlü usulsüzlükle bir odada tutularak saatlerce hem psikolojik şiddete hem de türlü manipülasyonlara maruz bırakıldı.

Sürecin başından beri Nana üzerinde kurulmaya çalışılan baskı hem kadın hem göçmen kimliği kullanılarak üretiliyor. Nana Azerbaycan’da aldığı ölüm tehditlerinden kaçarak buraya gelen ve türlü zorluk içerisinde kendine özgür bir yaşam inşa etmeye çalışan öğrenci, genç bir kadın. Dosyada geçen dönemin başında yemekhane ücretlerine gelen zamma yönelik eyleme katılmış olması sebebiyle suçlanıyor!

Ekonomik koşullarımızın gittikçe ağırlaştırıldığı bu dönemde haklarımızı korumak için yaptığımız eylemlilikler uydurma sebeplerle kriminalize edilemez!

Nana’nın GGM’de tutulmasının asıl sebebinin kendisine dayatılan ajanlık teklifini reddetmesi ve sürecin başından beri beraber mücadele yürüttüğü sıra arkadaşları hakkında yalan beyanlar vermemesi olduğunu biliyor ve teşhir ediyoruz! Nana’yı Azerbaycan’a geri göndermek potansiyel bir kadın cinayetinin faili olmaktır!

Nana’yı hangi koşullarda tuttuğunuzu, hasta olmasına rağmen havale geçirene değin hastaneye göndermediğinizi, hastaneye giderken kolluğun işkencesine maruz bıraktığınızı biliyoruz!

Bu suçlarınızı teşhir ediyor ve soruyoruz: sıcak suya dahi reçete edilmeden erişilemeyen, her türlü usulsüzlüğün yuvası olan GGM’de Nana’yı önce aç bırakarak, sağlıksız koşullarda barındırarak ve şimdi de hastalığının kötüleşmesini sağlayarak ne yapmaya çalışıyorsunuz?

Nana yalnız değildir! Taleplerimizi, derhal yerine getirilmesi gerektiğini yineleyerek sıralıyoruz:

Nana’nın sağlık hakkına erişimini engellemeyi derhal sonlandırın!

Nana ile avukatı haricinde hiçbir personel görüşmesi, polis görüşmesi yapılmasın!

Psikolojik işkencelere son verilsin!

Masumiyet karinesi ve öğrencilik hakkı gasp edilen Nana derhal serbest bırakılsın!

GGM işkencesi derhal durdurulsun!

Nana’ya Özgürlük İnisiyatifi

https://enternasyonaldayanisma.org/2025/10/13/nana-icin-adalet-nana-icin-ozgurluk/

 

15 Ekim

Almanya'da mültecilerin üçte ikisi yoksulluk riski altında (DW Türkçe)

Almanya'da yapılan bir araştırma, ülkedeki mültecilerin yaklaşık üçte ikisinin yoksulluk riskiyle karşı karşıya olduğunu ortaya koydu.

Alman Ekonomik Araştırma Enstitüsü (DIW) tarafından gerçekleştirilen çalışma, 2022 yılında Almanya'daki mültecilerin yüzde 63,7'sinin yoksulluk riski altında olduğuna işaret etti. Bu oran 2020 yılında yüzde 70'di.

Almanya'da medyan net hane gelirinin yüzde 60'ından az kazanan kişiler, yoksulluk riski altında kabul ediliyor. Medyan (ortanca) değer, bir veri setindeki değerler sıralandığında tam ortada kalan değer anlamına geliyor.

2022 yılında bu eşik, tek başına yaşayan biri için aylık bin 419 euroydu.

Nüfusun genelindeki tablo nasıl?

DIW, Almanya'da düşük gelirli kesim oranının 1995'ten beri başta göç olmak üzere demografik değişimler nedeniyle yükseldiğini belirtti.

Mültecilerin yerleştirildiği Frankfurt fuar alanında iki yetişkin ve üç çocuk yürüyor. Bu grup içindeki bir kadın bebek arabası itiyorMültecilerin yerleştirildiği Frankfurt fuar alanında iki yetişkin ve üç çocuk yürüyor. Bu grup içindeki bir kadın bebek arabası itiyor

Mültecilerin dil sorunları veya mesleki yeterliliklerinin tanınması gibi güçlükler çalışma hayatına katılımlarını zorlaştırıyorFotoğraf: Peter Jülich/epd

Berlin merkezli enstitü, "Göçmen kökenli kişiler arasında, özellikle de mülteciler arasında düşük gelir oranı ortalamanın üzerindeyken, göçmen kökenli olmayan nüfus içinde bu oran 10 yılı aşkın süredir neredeyse hiç değişmedi" değerlendirmesinde bulundu.

Almanya'da göçmen kökenli olmayanların her yıl yaklaşık yüzde 13'ünün yoksulluk riski altında olduğu düşünülüyor. Buna karşılık, diğer Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden Almanya'ya göç edenler arasında bu oran yüzde 26 civarında.

Mültecilerin Almanya'ya geldikten sonra dil sorunları veya mesleki yeterliliklerinin tanınması gibi güçlüklerle mücadele ettiğini belirten DIW, "Bu yüzden istihdam oranları da göçmen kökeni bulunmayan nüfusa kıyasla daha düşük kalıyor" ifadelerini kullandı.

DIW araştırmacılarından Markus Grabka mülteciler arasındaki yoksulluk riskinin 2020 ile 2022 yılları arasında düşmesinin nedenini ise mültecilerin Alman iş gücü piyasasına giderek daha fazla entegre olmasıyla açıkladı.

https://www.dwturkce.com/tr/almanyada-m%C3%BCltecilerin-%C3%BC%C3%A7te-ikisi-yoksulluk-riski-alt%C4%B1nda/a-74369560


 

19 Ekim

Vezir Muhammed Nourtani için bir araya geliniyor (Enternasyonal Dayanışma)

Göçmen Mülteci Dayanışma Ağı, Zonguldak’ta kömür madeninde çalışırken öldürülen ve bedeni yakılan Afganistanlı işçi Vezir Mohammad Nourtani’nin katillerine verilen ödül gibi cezaların istinaf mahkemesinde onaylanmasına tepki gösterdi.

Nourtani’nin ölümünün “iş kazası” değil bir cinayet olduğunu, vicdanları sızlatan bu kararı asla kabul etmediklerini belirtti.

Aile ile dayanışmak ve davanın bundan sonraki aşamalarını konuşmak için eşi Kamer Gül Nourtani ile Zoom üzerinden 20 Ekim Pazartesi saat 20.00’de toplantı düzenleneceğini açıkladı.

Göçmen Mülteci Dayanışma Ağının açıklaması şöyle:

Kaçak işletilen bir maden ocağında çalışırken öldürülen ve böbreği alındıktan sonra bedeni ormanda yakılan Afganistanlı işçi Vezir Mohammad Nourtani’nin davası istinaf mahkemesinde sonuçlandı. Nourtani güvencesiz çalışan bir göçmen işçi olduğu için böyle bir vahşete maruz kalmıştı.

Görülen davalar sonucunda sanıklara ödül gibi cezalar verildi. Yerel mahkeme ve istinaf “kasten öldürmek” yerine “taksirle öldürmek” gibi bir karar çıkararak, somut deliller ve ciddi şüpheler olmasına rağmen Nourtani’nin ölümünün bir cinayet olmadığına ve “iş kazası” olduğuna hükmetti.

Göçmen Mülteci Dayanışma Ağı olarak davanın başından beri takipçisiyiz. Vicdanları sızlatan bu kararı asla kabul etmiyoruz. Hayatını kaybeden Mohammad Nourtani’nin eşi Kamer Gül Nourtani ile Zoom üzerinden buluşarak hem aile ile dayanışmak hem de davanın bundan sonraki aşamalarını konuşmak için buluşuyoruz.

Moderatör: Gülseren Yoleri

Toplantı tarihi: 20 Ekim Pazartesi, saat: 20.00

Toplantı kimliği: 868 4093 5717

Parola: 441441

https://enternasyonaldayanisma.org/2025/10/19/vezir-muhammed-nourtani-icin-bir-araya-geliniyor/

 

19 Ekim

Göçmenlerle Kardeşiz: Türkmen aktivistler nerede?

24 Temmuzda GGM'ye alınan ve o tarihten beri kendilerinden haber alınamayan Alisher Sahatov ve Abdullah Orusov hakkında ailelerinin ve kamuoyunun tüm çağrılarına rağmen göç idaresi hala hiçbir açıklama yapmadı. Alisher Sahatov'un eşinin kayıp ihbarina karşılık emniyetin ifadeyi işleme sokmadığını ve sürüncemede bıraktığını biliyorduk fakat yakın zamanda bir de savcılığın eşinin bulunması için yaptığı başvuruya "takipsizlik" kararı verdiğini ve dosyayı kapattığını öğrendik. Soruyoruz; Abdullah Orusov ve Alisher Sahatov bulundu mu? Ailelerine herhangi bir bilgilendirme ya da kamuoyuna açıklama yapıldı mı da bu dosyayı kapatma gereği duydunuz? Hayatta olup olmadıkları dahi bilinmeyen, adeta kaçırılıp kaybettirilen aktivistler hangi gerekçeyle, kimlerin talimatıyla ölüme gönderildi? Kolluk ve yargının el ele vererek ortak olduğu bu suçlar Türkiye cumhuriyeti adına utanç vesikasıdır. Yetkililer konuya dair derhal açıklama yapmalıdır.

https://x.com/gocmenlerle/status/1979960763570704556