Faaliyetlerimiz
SHP Kriz Müdahale Kayıtları
Sığınmacı Hakları Platformu (SHP), sığınmacı ve göçmenlerin hayatlarını ve temel haklarını tehdit eden kritik olaylara ve sistematik ihlallere karşı derhal müdahale etmiştir. Bu kriz müdahale kayıtları, genellikle kitlesel şiddet, zorla geri gönderme uygulamaları ve hak savunucularına yönelik baskılar gibi acil durumları kapsamaktadır.
İşte kaynaklarda yer alan başlıca kriz müdahale kayıtları:
1. Kitlesel Şiddet ve Nefret Suçlarına Müdahale
SHP, sığınmacıları hedef alan toplumsal şiddet olaylarına ve nefret suçlarına karşı hızlı hukuki ve kamuoyu tepkisi göstermiştir:
• Altındağ Olayları (Ağustos 2021): Ankara Altındağ'da bir Suriyeli tarafından işlenen cinayetin ardından Suriyelilerin işyeri ve evlerine yönelik saldırılar üzerine, Platform acil bir basın açıklaması yayımlamıştır. Açıklamada, suçun şahsiliği ilkesinin unutulmaması gerektiği vurgulanmış, devletten can güvenliğini koruması, ayrımcılığa ve saldırganlığa geçit vermemesi talep edilmiştir. Platform, saldırıların, sığınmacıları “beka sorunu” olarak sunan odakların zehirli propagandalarının etkisiyle ortaya çıktığını belirtmiştir.
• Tanju Özcan Hakkında Suç Duyurusu (Şubat 2022): Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan'ın sığınmacılara yönelik ırkçı uygulamaları (su ve nikâh ücretlerine zam, ruhsat iptali) nedeniyle, SHP 2 Şubat 2022’de İstanbul’da nefret ve ayrımcılık suçlarından suç duyurusunda bulunmuştur. Suç duyurusu metninde, Özcan'ın söz ve eylemlerinin “insan hakları ihlali, ayrımcılık ve nefret temelli suçların odağı” haline geldiği vurgulanmıştır. Platformun duyurduğu suçlar arasında Nefret ve Ayrımcılık (TCK m.122) ve Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik veya Aşağılama (TCK m.216) yer almıştır.
• Deprem Sonrası Ayrımcılık ve Provokasyonlar (Şubat 2023): Deprem felaketi sonrası artan ırkçı saldırılara ve gerçek dışı ithamlara (yağmacılık, hırsızlık iddiaları) karşı 22 Şubat 2023’te basın açıklaması yapılmıştır. Platform, enkaz altında kalan bir sığınmacının “Arapça konuştuğumuzu duyarlarsa bizi çıkarmazlar diye ses veremedik” şeklindeki trajik ifadesini paylaşarak, ayrımcılığın yarattığı kaygıyı somutlaştırmıştır. Gerçek dışı ithamlara karşı hukuk süreçlerinin işletilmesi talep edilmiştir.
2. Zorla Geri Göndermelere ve GGM İhlallerine Acil Müdahale
SHP, geri gönderme merkezlerinde (GGM) yaşanan hukuksuzluklara ve zorla geri gönderme tehdidine karşı somut vakaları kamuoyuna taşımıştır:
• Zorla Geri Göndermeleri Durduralım Basın Toplantısı (Şubat 2023): Son aylarda yoğunlaşan zorla geri gönderme uygulamalarına karşı 2 Şubat 2023’te basın toplantısı düzenlenmiştir. Açıklamada, Suriye’nin güvenli bir ülke olmadığı yinelenmiş, geri göndermelerin uluslararası anlaşmalara aykırı olduğu belirtilmiştir. Kahramankazan ve Çubuk ilçelerinden zorla sınır dışı edilen geçici koruma kimlikli Suriyeli ailelerin somut mağduriyetleri paylaşılmıştır (kadınlar, çocuklar ve iki aylık bebekler dahil).
• GGM’lerdeki Kötü Muamele ve Denetim Çağrısı (Şubat 2024): GGM’lerde avukat erişiminin engellenmesi, işkence ve kötü muamele iddialarının yaygınlaşması üzerine 19 Şubat 2024’te basın toplantısı düzenlenmiştir. SHP, Göç İdaresi Başkanlığı'nın iddiaları toptan reddetmesine karşılık, "Geri Gönderme Merkezleri’ni heyet halinde gezmek istiyoruz" çağrısıyla bağımsız denetim talep etmiştir.
• İşitme Engelli Rebal Muhammed Vakası (Ocak 2025): İstanbul’da geçici koruma statüsüyle yaşayan işitme ve konuşma engelli Suriyeli Rebal Muhammed’in yaklaşık üç aydır Şanlıurfa Harran Barınma Merkezi'nde tutulması durumu, sosyal medyada sürekli gündeme getirilmiştir. Bu baskı sonucu Rebal Muhammed 7 Ocak 2025’te serbest bırakılmıştır.
• Hamile Kadının GGM’de Tutulması (Mayıs 2025): Avukat İbrahim Ergin, Ramazan arifesinde gözaltına alınan 7,5 aylık hamile bir Rusya Federasyonu (Dağıstan) vatandaşı A.K.'nın, refakatindeki 2 yaşındaki çocuğuyla İnceğiz GGM'de tutulduğunu ve düşük tehlikesi geçirdiğini acil yardım talebiyle duyurmuştur.
• Mısırlı ve Özbek İadeleri (Mayıs - Temmuz 2025): Blogunda Şiilik eleştirisi yaptığı için İran’da idamla yargılanan Hüsameddin Ferzizade'nin ve Müslüman Kardeşler davasından yargılanan Mısırlı tıp öğrencisinin Mısır'a iade edilme girişimleri ve Özbek alim Alisher Tursunov'un hukuksuz şekilde Özbekistan'a iade edilmesi krizlerine (iade edildiği yerde kaybolması dahil), Platform hukuki ve insani sorumlulukları hatırlatarak müdahale etmiştir.
3. Aktivistlere Yönelik Baskı ve Kaybolma Vakalarına Müdahale
SHP, kendi aktivistleri ve diğer hak savunucularının güvenlik tehdidi altına girmesi durumunda derhal kriz müdahalesi başlatmıştır:
• Ahmed Katie Kaybı (Aralık 2023): Suriyeli insan hakları aktivisti Ahmed Katie'den 27 Kasım 2023’ten beri haber alınamaması üzerine, Platform 6 Aralık 2023’te basın toplantısı düzenlemiştir. Emniyetten arandığını söyleyerek işyerinden çıkan Katie’nin, hukuka aykırı şekilde sınır dışı edilmiş olabileceği endişesi dile getirilmiş ve yetkililerden acil inceleme ve bilgilendirme talep edilmiştir.
• Taha Elgazi’nin Sınırdışı Edilmesi (Mayıs 2025): SHP sözcüsü Taha Elgazi'nin 16 Mayıs 2025’te sivil giyimli polislerce evinden "adres teyidi" gerekçesiyle alınması ve eşiyle birlikte apar topar Suriye’ye sınır dışı edilmesi üzerine, Platform acil basın açıklamaları ve toplantılar düzenlemiştir. Elgazi’nin “provokatör eylemlere katılmak” gerekçesiyle G-207 idari tahdit kodu konulduğunu öğrendikten sonra zorla "gönüllü dönüş" formunu imzaladığı belirtilmiş, bu uygulamanın mülteci hakları aktivizmi yapanlara gözdağı verme amaçlı olduğu savunulmuştur.
4. Doğal Afet Krizine Müdahale
• Deprem Sonrası Ayrımcılık (Şubat 2023): Büyük deprem felaketinin ardından depremzede Suriyelilerin karşılaştığı ayrımcılığa, saldırılara ve yardım/seyahat kısıtlamalarına karşı 22 Şubat 2023’te basın açıklaması yapılmıştır. Platform, enkaz altındaki bir sığınmacının "Arapça konuştuğumuzu duyarlarsa bizi çıkarmazlar diye ses veremedik" şeklindeki trajik beyanını kamuoyu ile paylaşmış ve yaraların ayrım yapılmaksızın birlikte sarılması çağrısında bulunmuştur.
SHP’nin kriz müdahale kayıtları, hukuka aykırı uygulamaların izlenmesi, belgelenmesi ve bu uygulamalara karşı yasal yollara başvurulması etrafında yoğunlaşmakta; bu sayede bireysel hak ihlallerini sistemik sorunlar olarak ele almaktadır.